İnsan doğru ile yanlışı, adalet ile zulmü, güzel ile çirkini birbirinden ayırt etmek üzere yaratılmıştır. Ancak olumlu ile olumsuzun birbirine karıştırılmaması kalplerin saflığı ve sahip olunan basiret ve ferasetin derecesine bağlıdır. Hidayete ulaştıran bütün lütuflar göz ardı edilip dalalet tercih edilirse kalpler kavrayamaz, gözler göremez, kulaklar duyamaz.[18]
Her şeye salt “bilimsellik” mantığı ile yaklaşmak zihnin kavrayışını dumura uğratıyor olsa gerektir ki akademisyen (bilim adamı) olduğu halde söylediği ifadenin ayet mi hadis mi olduğundan dahi şüphe eden hocalar türemiştir. Müttaki kalemlerden çıkmayan makaleler, pozitif çözümlerden uzaktır. Eserler, yap boz tahtası gibi oradan alınıp buraya konulan dipnotlarla dolmuş, ilmi kuvvetin!! ispat aracı haline gelmiştir. Ehl-i kalem akademisyenler, eserlerindeki dipnot sayısı ile övünürken İslami oluştan ne kadar uzaklaştıklarını fark edememektedirler. Bilimsellik hatırına takva elbisesi çıkarıldığından beri Kur’an tarihsel olmuş, “ALLAH Resulü s.a.v” , “Muhammed” haline gelmiştir.
***
610 Yılında indirilmeye başlanan Kur’an, ilk günkü tazeliğini, evrenselliğini ve yetkinliğini muhafaza ediyor. Fakat mana kapılarını sadece müttaki şahsiyetlere açıyor.
İfade iconEmoticon