ALLAH Teala, Kur’an’ın özeti olarak ifade edilen Fatiha’nın peşinden gelen surenin ilk ayetlerinde, akıllarda oluşabilecek şüpheyi ortadan kaldıracak güvenceyi veriyor ve sonra vahyi anlama kılavuzunu sunuyor:
1. Elif. Lâm. MÎm.
2. O kitap (Kur’an); onda asla süphe yoktur. O, müttakîler (sakinanlar ve arinmak isteyenler) için bir yol göstericidir.[2]
Kur’an’ı anlamanın, hayatımızın tam içine çekmenin birinci yolu müttaki olmaktır. Kişi Kur’an “okuyarak” müttaki olur; ama Kur’an’ı “okuyabilmek” için de müttaki olmak gerekir. Sadece Bakara Suresi’nin ayetlerinde değil Kur’an’ın birçok yerinde ilahi hitabı, gereken şekilde anlayabilecek olanların mezkur özelliklere sahip mü’minler olduğu vurgulanmıştır.[3]
Müttakî(n) (ﻣﺘﻘﻴﻦ) kelimesi “korunmak, sakınmak” anlamına gelen ﺇﺗﻘﻲ dan türemiş ism-i faildir.[4] Korunmak, ALLAH’ın azabından korkup sakınmaktır ki bu da ALLAH’ın emrettiği şeyleri yapıp yasak kıldığı şeylerden kaçınmakla olur.[5] M.Hamdi Yazır, “müttaki” kelimesini “sapıklıktan çıkıp Hakk’ın korumasına girmek yeteneğine sahip olanlar” şeklinde açıklar ve ittika için üç mertebe zikreder: şirkten korunmak, büyük günahları işlemekten ve küçüklerde ısrar etmekten kaçınmak, kalbi ALLAH’tan meşgul edecek şeylerden kaçınmak.[6] Hasan Basri Çantay ise “takva, ahirette insana zarar verecek şeylerden kaçınmaktır. Bu sıfatı takınanlara müttaki denilir.” şeklinde bir izahta bulunmuştur.[7] Kelimenin “ALLAH’tan korkan” şeklinde tercüme edilmesini yetersiz bulan Muhammed Esed, “Kulun, ALLAH’ın her zaman ve yerde hazır olduğunun farkında olması ve bunun ışığında kendi varlığını biçimlendirme arzusu” olarak anlaşılması gerektiğini söyler.[8]
İfade iconEmoticon